"Maraş - Varosha açılacak"

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’da Cengiz Aktar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümü tezkeresine, Uluslararası Adalet Divanı’nın Filistin ve İsrail ile ilgili tarihi görüşüne ve Çin’de tüm Filistinli grupların katılımıyla yapılan toplantı ve alınan kararlara değiniyor.

""
Nereye Doğru: 24 Temmuz 2024
 

Nereye Doğru: 24 Temmuz 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Hayvan itlafı yasasını haklı göstermek için medyada pek çok korkunç köpek resminin, köpek saldırısı sayılarının dolaştırıldığını ifade ederek Nereye Doğru’ya başlayan Cengiz Aktar, konuşmasına Kıbrıs gündemiyle devam etti. “20 Temmuz’da Kıbrıs’ın durumunun bu hale gelmesinin 50. yıl dönümüydü. TBMM’de ‘Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümü’ başlıklı tezkere kabul edildi. Bu önemli bir gelişmeydi. DEM Parti hariç tüm partiler onayladı. Çok sert ve köşeli bir tezkere. İlk defa açıkçası Meclis’in iradesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, iki toplumlu federasyonun söz konusu olmadığını, bunun asla ve asla kabul edilemeyeceğini söylüyor. CHP tam kadro oradaydı, ‘Evet’ oyu verdi ve ayrıca kutlamalara da katıldı. Bu önemli bir dönüm noktası; bundan sonra sadece zıtlaşma üzerinden yürüyecek Kıbrıs meselesi demektir. Bazıları hala federasyon diye konuşuyor - öyle birşey yok. İkinci 50 yıla girmiş vaziyette Kıbrıs’taki fiili durum. Maraş - Varosha açılacak, güneyde askeri üsler zaten yapılıyor; bir tanesi insansız hava aracı, diğeri de deniz üssü. Bölünmüşlük hali devam edecek,” diyen Aktar, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) gündemi ile programına devam etti.  

“Gelelim son günlerin en önemli gelişmesi olan Uluslararası Adalet Divanı’nın tarihi görüşüne; 1967’den bu yana İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim politikasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Kudüs ile birlikte Batı Şeria’nın ilk bölümünü İsrail’in ilhak ettiğini ve ‘egemen İsrail’ toprağı dendiğini söylüyor. UAD, bu fiili ilhakın kabul edilemez olduğunu söylüyor, İsrail’e bu bölgelerdeki kontrolünün sona erdirilmesi, yeni yerleşim faaliyetlerini durdurması çağrısında bulunuyor, işgal altındaki Filistin topraklarındaki Filistin halkına karşı İsrail’in ayrımcılık yaptığını tespit ediyor. ‘Apartheid’ kelimesi artık tamamen yerleşti. UAD, hukuka aykırı bu durumu yaratan ve sürdüren tüm mevzuat ve tedbirlerin İsrail devleti tarafından yürürlükten kaldırılmasını talep ederken, haksız eylemlerden kaynaklanan her türlü zararın tazmin edilmesini de istiyor. Ayrıca Birleşmiş Millletler üyesi olan tüm devletlerin, bölgenin bu statüsündeki değişiklikleri tanımamakla yükümlü olduklarını belirtiyor. Diğer ülkelere, özellikle de Batı’ya bu olup bitenleri tanımamasını ve tüm devletlerin İsrail’in toprakları yönetmesine yardım etmemekle yükümlü olduklarını dile getiriyor. Nakdi olarak muazzam destek alıyor İsrail. Çaldığı topraklardan, yurt dışından, özellikle ABD’den, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını kullanmasına yönelik her türlü engelin sona erdirilmesini talep ediyor ve uluslararası camianın bunu sağlamakla yükümlü olduğunu söylüyor,” diye belirten Cengiz Aktar’a Ömer Madra, bunun uygulanabilirlik durumunun nasıl olacağını sordu. Aktar, “Bugüne kadar İsrail devleti asgari 200 bin insan öldürdü Filistin’de. ‘Ben yaptım oldu’ durumu biraz tekliyor gibime geliyor. Kamala Harris olgusu var, ABD’de kartlar yeniden karılıyor, Ağustos’ta Başkan adayı olacak. Harris, İsrail’e Biden’dan daha farklı bakıyor; bunun bir nevi teyidi olarak da bugün Netanyahu, Biden ile konuşacaktı. Harris toplantıya katılmazken, başka demokrat senatörler de katılmama kararı aldılar. Harris’in sadece İsrail’e değil, diğer bölge ülkelerine karşı duruşu da Biden’dan biraz farklı,” diye cevaplayarak, Çin’de tüm Filistin gruplarıyla yapılan toplantı gündemine geçti.

“UAD kararıyla, Beijing’de yapılan bütün Filistinli grupların toplantısının aynı zamana denk gelmesi aslında çok ilginç ve bu pek tesadüfe benzemiyor. Çin diplomasisinin giderek ne kadar güçlendiğini, dünya çapında kendini empoze ettiğini görüyoruz. Bir vukuatı olmadığından dolayı Rusya’dan farklı olarak, daha rahat hareket ediyorlar. Beijing’de tarihi bir toplantı yapıldı, bütün Filistinli gruplar katıldı. İlk defa böyle bir şey oluyor. Ulusal Birliğin sağlanması konusunda mutabık kaldılar. Bu görüşme, iki gün önce oldu ve haber olarak çıktı fakat Çin çıkışlı olduğu ve işin arkasında Çin Halk Cumhuriyeti Devleti olduğu için Batı basını uzun süre bunu görmezden geldi,” diyen Cengiz Aktar’a Ömer Madra, “Türkiye basınında da pek çıktığı söylenemez,” eklemesini yaptı. “Kendilerinin kotarmadığı bir toplantı ve karar ile karardan çıkan sonuçlara razı değiller,” diyerek sözlerine devam eden Aktar, “Toplantıdan, Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olarak, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının ve 194 sayılı karar uyarınca geri dönüş hakkının sağlanmasının kararı çıktı. 194 sayılı karar, 11 Aralık 1948 tarihli. Artık gömülmüş olan, herkesin unuttuğu geri dönüş hakkını tekrar geri getiren bir karar çıkmış. Katılımcılar, Filistin halkının işgale karşı direnme ve uluslararası yasalar doğrultusunda işgale son verme hakkı konusunda mutabık kaldılar. Fevkalede önemli bu, açık açık Çin’in arkasında olduğu bir girişim; işgale direnme ve son verme hakkından bahsediyor. Filistin Anayasası temelinde geçici bir ulusal birlik hükümeti kurulmasına da karar verildi. Hükümet, Filistin Devleti topraklarındaki tüm Filistin kurullarını birleştirerek Gazze şeridinin yeniden inşasını başlatarak ve onaylanan seçim yasasına göre mümkün olan en kısa sürede Merkezi Seçim Komisyonu gözetiminde genel seçimlere gidecek. Toplantıya 14 grup katılmış. Bu 14 grup arasında bizim tanıdığımız El Fetih- Ulusal Kurtuluş Hareketi, İslami Direniş Hareketi - Hamas ve hem Gazze’de hem Batı Şeria’da aktif olan İslami Cihat Hareketi var. Mutabık kalınan dört nokta olmuş. Siyonist saldırganlığa karşı koymak ve ABD tarafından desteklenen İşgalci devlet ve yerleşimci çeteler tarafından işlenen soykırımı durdurmak için ulusal çabaları birleştirmek,” dedi. 

Ayrıca Batı Şeria, Kudüs ve Gazze'de Filistin topraklarının bütünlüğünü korurken, halkı Filistin'den sürme girişimlerine direnmeye, siyonist varlığın Gazze şeridi ve işgal altındaki ve diğer topraklardaki işgalini sona erdirmeye zorlama konusunda da mutabık kalmışlar. Filistinli gruplar, UAD,topraklarındaki İsrail varlığının işgalini ve gayrimeşru olduğunu teyit eden ve bunların bir an önce kaldırılması gerektiğini vurgulayan görüşünü memnuniyetle karşılar. UAD ile Beijing toplantısı tesadüf değil. Birbirini tamamlıyor aslında,” diyerek sözlerine devam eden Cengiz Aktar, “‘2011’de Kahire'de, 2020’de ise Cezayir’de bütün Filistinli gruplar tarafından imzalanan deklarasyonlar temelinde, bu 14 Filistinli grup Mısır, Cezayir, Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu'ndaki dostlarının yardımıyla bölünmeyi sona erdirecek anlaşmaların uygulanmasını aşağıdaki şekilde takip etmek konusunda mutabık kalmışlardır’ deniyor. Burada artık yeni bir cephe kurulmuş vaziyette. Bu, sadece 14 gruptan ibaret de değil. Burada Çin ve Rusya var ve özellikle de Çin var tabii. Başta Ömer Madra’nın sorduğu ‘UAD kararının uygulanma şansı nedir?’ sorusunun dolaylı cevabı burada aslında,” açıklamasında bulundu. Mutabakatın, “‘Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olarak başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, 194 sayılı karar uyarınca geri dönüş hakkının sağlanması, Filistin halkının işgale direnme ve uluslararası yasaları ve Birleşmiş Milletler’in işgale son verme şartı ve halkların kendi kaderini tayin etme hakkı ve bunu elde etmek için mevcut tüm haklarla mücadele etme hakkı olmalı’ diye bittiğini ifade eden Aktar, “Bu hakikaten bir dönüm noktası. İlk defa bu ağırlıkta, bir devletin sponsorluğuyla bir karar çıkıyor. Bunun arkası gelecektir. Kamala Harris dün seçim sondajlarında Trump’ın önüne geçti. Kartlar yeniden karılıyor. Cuma günü başlayacak olan Olimpiyatlar’da Rus oyuncular yok ama İsrailliler var,” diyerek bu haftalık gündemini tamamladı.